Beşiktaş, kaybettiği maçlar dahil bu sezon oynadığı ve izleyenleri alıştırdığı ön alan baskısı ile başladı maça. Özellikle ilk 20 dakika, Trabzonspor yarı alanından çıkmakta ciddi şekilde zorlandı.
Sergen Yalçın’ın bu baskılı oyunu ve topu ön alanda tutarak savunmayı 3.bölgede başlatan oyun anlayışı, Abdullah Avcı’nın Başakşehir’den bu yana futbol severleri alıştırdığı savunma oyunu anlayışı ile birleşince, Beşiktaş her zamankinden daha baskılı ve üretken göründü.
Josef-Ghezzal ve Pjanic 3’lüsünün orta alanda gerçekleştirdiği alan daraltma ve baskılı oyun, ilk 30 dakikada Trabzonspor'un en etkili iki ismi olan Bakasetas ve Nwakaeme arasındaki pas bağlantısını da kesti. Ancak Sergen Yalçın’ın bu 3’lü ile yaptığı orta alan baskısından daha da önemli olan taktik hamlesi, Batshuayi’nin yokluğunda sahada Kenan yerine Güven - Larin ikilisine yer vermesi oldu.
Özellikle Güven, hücum hattında mobilize bir şekilde 3.bölgenin her alanında dominant bir oyun sergiledi.
Televizyon başında Güven Yalçın'ı izleyen her Beşiktaşlı, maç boyunca zihninin bir köşesinde; “Güven neden Avrupa kadrosunda yok diye 90 dakika boyunca'' hayıflanmıştır.
Bakasetas’ın sakatlığı sonrasında yapılan zorunlu değişiklikle, aslında Trabzonspor, Siopis ile eksik olan orta alan direnci ve dinamizmini sağlamış oldu.
Bu değişiklik sonrasında Beşiktaş orta alanının gardının düştüğü anlık bir kaç akının ard arda gelmesi ile, belkide Trabzonspor’un bütün oyun planı olan Nwakaeme ile defansın arkasına sarkma girişimlerinin önü de açılmış oldu.
İlk yarıda bu kadar saha içi aksiyon arasında, en zayıf halkı yine maçın hakemi oldu.
Özellikle Trabzonspor’un, Beşiktaş akınlarında oyunu bir hayli soğutan yerde kalışlarına gereğinden fazla müsamaha göstermesi, hem yedek kulübelerini hem de Beşiktaş takımını oldukça ve gereksiz bir şekilde gerdi. İlk devre sonunda toplamda 7 dakika duran oyunu, sadece 3 dakika uzatan Erkan Özdamar, akıllara şu soruyu getirdi...
“Acaba sadece Zumba eğitmenliği mi yapsa?”
Özellikle 2.devre, Özdamar eyyamda zirve yapan bir yönetim sergiledi.
Ghezzal’ın ceza sahası içinde topu geçirdiği ancak kendisinin geçemediği, futbol oyun kurallarında adına “PENALTI” dedikleri pozisyonda, Özdamar “ZUMBA” dedi!
Sözün özü, Beşiktaş bu sezon bir kere daha gösterdi ki, geniş ama alternatifleri kısıtlı bir kadroya sahip bir takım.
Kalan maçlarda ne kadar daha Larin çıkar sahneye bilinmez, ancak gerçek olan şu ki, Beşiktaş ya devre arasında bu takıma bir LEBLEBİCİ alacak ya da bu sezon ne yapıp ne edip Larin’i tutacak.
3. Bir alternatif şu an mevcut görünmüyor. Unutmadan, Cenk Tosun için girişimlerin “Face time” dan da öteye geçmesi gerektiği aşikâr...
Sevgiler Şafak Malatya